Telli çalgıların yayla çalınanlarına Türklerde oldukça sık rastlanmaktadır. Bunların genel adı ıklığ, okluğ, rebap ve kemençedir. Yaylı çalgıların kökenine inildiğinde Orta Çağ’dan daha gerilere gidilememektedir. M. Courant, Çin müziği monografyasında yaylı çalgıların Çin’e kuzeyden geldiğini, genellikle Türk ve Moğol çalgı takımlarında yaylı çalgıların sürekli kullanıldığını belirtmektedir. Şato Türkleri, imparatorlarından biri savaşa giderken birkaç tane Hun kemençesi ile Tibet düdükleri çalan müzisyenler ve bir kaç dansçıyı beraberinde götürmüştür. Şaman ve budist olan Şato Türkleri 712’de Uygur Türklerinin himayesine girmiştir. Türk ve islam dünyasında yayla çalınan çalgıların bir adı da rebaptır. Rebap, yayla çalınan telli çalgıların tümüne verilen genel bir isimdir. Dikdörtgen rebap, yuvarlak rebap, beyzi gövdeli rebap, armudi gövdeli rebap, yarım küre şeklinde rebap, tanbur rebap, açık tekneli rebap gibi isimlerle tanınan rebap çeşitleri bulunmaktadır. Rebap adı yerine Türkler daha çok gıcak, gıyak, kopuz, kobız, kemançe, kemençe gibi isimleri kullanmaktadır. Kara kalpak kıyağı, Kırgız kıyağı, Kazak kopuzu (kobiz) Dağıstan kopuzu, Türkmen kemençesi, Yörük kemençesi, Özbek kemençesi, Azerbaycan kemençesi, Osmanlı fasıl kemençesi, kabak kemane, hegit gibi isimler de kullanılmaktadır. Orta Asya Türklerinde kobız adlı yaylı çalgı hala yaşamaktadır. Bu çalgının Şaman oyununda, Şaman dualarında yer alması gelenek olarak halen sürdürülmektedir.