Bu yıl da Mestanlı’da (Momçilgrad) düzenlenen anma töreninde, 29 yıl önce 27 Aralık tarihinde soykırım sürecini protesto etme esnasında şehit düşenler anıldı. Kasaba meydanına toplanan yüzlerce vatandaş törende hazır bulundu. 26 ve 27 Aralık 1984 tarihlerinde yöre halkı, Kırcaali’nı Momçilgrad kasabasında büyük protesto yürüyüşü düzenledi. Ancak, protestocuları dağıtmak amacıyla müdahale eden asker ve milis güçleri Mestanlı sokaklarını kana buladı. Sokaklara dökülenlerden birçokları tutuklanarak yargılanmadan ölüm kamplarına ve hapislere sürüldüler. Yakın geçmişimizde yaşanan bu trajik olayları anmak üzere yüzlerce insan, şehitler anıtı önünde bir araya geldi. Anma töreni, gelen konukların şehitler anısına çelenk ve çiçek koymasıyla başladı.
Daha sonra Yeni Cuma (Raven) köyünden Zora Grubu tarafından sunulan Özgürlük ve Barış konulu şiir dinletisi kalabalığın beğenisini kazandı. Sonunda grup barışa katkı sağlamak için havaya beyaz balonlar uçurdu. Rodop Esintileri Halkoyunları Kız Topluluğu da Özgürlük İçin Umut dansından sonra bölgeden 9 şehit için havaya birer güvercin uçurdu.
Programdan sonra Mestanlı bölgesinden şehitler Mümün Ahat, Yusuf Halilibrahim, Mehmet Habil, Aliosman Ali, İbrahim İbrahim, Mustafa İbrahim, Mustafa Osman, Mustafa Ali ve Abdülazis Bekir’in ruhlarına saygı duruşunda bulunuldu, Mestanlı Camii imamı Güner Hafız tarafından dualar okundu. 1984 yılı Aralık ayı olaylarına iştirak eden Momçilgrad Mağdurlar Vakfı Başkanı Halil Mehmedali, Bürhan Mutlu, Orhan Mutlu, Mehmet Sadulla, Ahmet Ahmedov, Halil Rasim, İsmet Topaloğlu, Mustafa Topaloğlu, Aptulla Aptulla, İsmail Daud, Mümün Köseoğlu, Hılmi Mollaoğlu, Hüsniye Recep ve isimleri belirtilmeyen birçok mağdur soydaşımıza şükran duyguları sunuldu. Ayrıca Yukarı Cuma (Blagoevgrad), Burgaz, Şumnu, Silistre, Paşmaklı (Smolyan), Razgrad, Eski Cuma (Tırgovişte), Varna, Hacıoğlu Pazarcık (Dobriç) ve başka illerden ve yurt dışından gelen onlarca Bulgarlaştırma süreci mağdurları da törene katılanlar arasındaydı.
Resmi konuk olarak törende Hak ve Özgürlükler Hareketi Başkan Yardımcısı Ruşen Riza, HÖH Kırcaali İl Başkanı ve Cebel Belediye Başkanı Bahri Ömer, AP HÖH Milletvekili Prof. Vladko Panayotov, Kırcaali Milletvekilleri Müh. Erdinç Hayrulla ve Mustafa Ahmet, Meclis Dosyalar Komisyonu Üyesi siyasi mağdur Ayruş Hacı, Haskovo Milletvekili Mehmet Ataman, Kırcaali Vali Yardımcısı Musa Yusuf, Haskovo Valisi Kadir İsov, T.C. Filibe Başkonsolosluğu Muavin Konsolos Murat Muhaciroğlu, Bursa Bal-Göç Başkanı Doç. Dr. Yüksel Özkan, Bursa Mestanlılar Derneği Başkan Yardımcısı Salih Alkaya, Bursa Balkan ve Rumeli Göçmenleri Konfederasyonu Başkan Yardımcısı ve Edirne Balkan Türkleri Federasyonu Başkanı Zülfettin Hacıoğlu, Yalova BAL-GÖÇ Başkanı Lütfi Özgür, Balkanlılar Derneği Kartal Şubesi Başkanı Olcay Özgön, Bursa Killiler Derneği Başkanı Mümün Kaşmer, İzmir BAL-GÖÇ Başkan Yardımcısı Erol Mutlu, Gaziemir Belediye Başkan Vekili Abdurrahim Nursoy hazır bulundular. Ayrıca Kırcaali ili ve yurt içinden il ve ilçe belediye başkanları, Meclis başkanları ve üyeleri törene katıldılar.
Ev sahibi Mestanlı Belediye Başkan Akif Akif, konukları selamlama konuşmasında, 29 yıl önce meydana gelen olaylara değindi. O olaylardan 25 yıl geçmesine rağmen demokrasinin hala elde edilmediğini ve 100 yıl geçse de ötekine karşı nefret duyulduğu, nesil devam ettirilmediği sürece bunun olmayacağını, kaderin ve doğanın insanı affetmeyeceğini ileri sürdü. Başkan, “Dini, değerleri, Allah korkusu olmayan, Anayasa’ya saygı duymayan ve kendinin yarattığı kanunları uygulamayan bir millet hiçbir zaman gelecek nesillerden hayır göremez” diye kaydetti. Bulgarlaştırma süreci sonucunda binlerce Türkün Türkiye’ye zorunlu göçe tabii tutularak, ülkenin birçok bölgelerinde nüfusun azalmasına ve günümüzde mevcut demografi ve ekonomi sorunlara sebep olduğuna dikkat çekti. Sayın Akif, “Hoşgörü bizim hayat felsefemiz ve atalarımızdan kalan kıymetli mirasımızdır. Bugün bizim amacımız vatandaşların güvenliğini ve yaşam standardın yükseltilmesini garanti etmemizdir.
Demokrasiyi ve değerlerini korumak hepimizin görevidir” diye belirtti. Akif Akif, “Biz Rodoplular, nefret ve bölücü dile karşıyız. Hepimiz aynı kaderi, aynı sofrayı paylaşıyoruz” diye mesaj verdi. 2014 yılında gerçekleşecek olan projelerle Mestanlı Belediyesi’nin bölge halkına daha yüksek yaşam standardı sağlayacağını söyledi. Yeni iş yerlerin açılması için AB fonlarından aile, küçük ve orta ölçekli firmalar tarafından alınan kaynakların yüzde 10’dan yüzde 50’ye yükseltilmesini umduğunu dile getirdi. Hak ve özgürlüklerimizi korumak için her gün birlik ve beraberlik içinde mücadele etmek zorunda olduğumuzu vurguladı. Son 100 yılda ilk defa Türkiye’ye göç etmiş soydaşlarımız arasında bölünme olduğunu ve onların partinin başına yapay bir lider getirme girişiminde bulunduğunu belirtti. Başkan, Yeni Yıl kutlamasında bulunarak sözlerini tamamladı.
Bursa Mestan Yöresi Kültür ve Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Salih Alkaya, dernek başkanı Hasan Öztürk ve Bursa’da yaşayan Mestanlılar adına törende bulunanları selamladı. Sayın Alkaya, dernek başkanının konuşma metnini okudu. Başkan, “Biz bu topraklarda 100 yıllarca kendi değerlerimizle, kardeşçe ve birlikte yaşadık. Ancak son 100 yıldır uluslararası güçlerin de müdahalesiyle maalesef, bazı kafalara Türk düşmanlığı ekildi” diyor. Devamla, “93 Harbi’nden bu yana Bulgaristan’da Türk ve Müslüman topluluğunun asimile edilmesi için çeşitli yöntemler uygulandığını ileri sürdü. Bu direnişte Türkler her zaman onurlu bir direniş gösterdi. Yeri geldi şehitler verdi, yeri geldi acılar çekti. Bu süreçte Türkler her zaman haklarını, kültürlerini ve kimliklerini korumak için mücadele verdi. Her 10-15 yılda bir gerektiğinde zorunlu göçe, yani sürgüne gönderildi. Aileler, yuvalar parçalandı” diye kaydediyor. Dernek adına Soya Dönüş adlı asimilasyon politikalarını kınadıklarını ve bir daha yaşanmamasını istediklerini, ayrıca şehitlerimizi rahmet, şükran ve minnetle, gazilerimize de minnetle anıp, şükran ve saygılarını sunduklarını dile getiriyor. Zorunlu göçten dolayı çalışkan insanlarını kaybettiği için ancak Bulgaristan’ın kaybettiğini düşünüyor. Bulgaristan’ın en büyük dostunun Türkiye olduğunu ve ülkenin çıkarları için hem ekonomik, hem sosyal ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini savunuyor. Ayrıca totaliter rejime karşı direnen ve hayatlarından olan Bulgarları da hatırlatarak, rahmetle andığını ifade ediyor. Hasan Öztürk’ün konuşması, “Çocuklarımıza Türkçe eğitiminin zorunlu olmasını sağlamak zorundayız” diye bitiyor.
Zülfettin Hacıoğlu, temsil ettiği teşkilatların adına herkesi selamladı. Törenin başında gösteri sunan çocuk ve kızları güzel Türkçelerinden dolayı tebrik etti, programın yöneticilerine de teşekkür etti.
Dernek başkanı, “Bu sizlerin başarısı, çocukların başarısı. Ondan da ne kadar övünseniz azdır” diye ifade etti. Sayın Hacıoğlu, “Ne iç veya dış güçler veya hareketler birliğimizi, beraberliğimizi bozamayacaklar. Dün bu kürsülere çıkıp konuşma yapanlar, bugün buraya gelemeyenler ve konuşma yapmayanlar, gelecekte inanın ki utanacaklardır. Bundan yana hiç şüpheniz olmasın” diye gönderme yaptı. Zorla verilen ve kırmızı kalemle yazılan Bulgar isimlerinin artık nüfus kütüklerinden silinmesi gerektiğini ileri sürdü. Bunun için Bulgaristan’daki tüm Türk halkının seferber olup Yılbaşı’ndan sonra bir gün kaybetmeyip Başbakan Plamen Oreşarski’ye toplu imza dilekçesi sunmaları çağrısında bulundu. Bunu bizzat 3 Ocak 2014 tarihinde yapacağına dair söz verdi.
Mustafa Ahmet, 29 yıl önce burada şehit düşenleri ve mücadele edenleri unutmayacağımızı, çünkü onların hoşgörünün temellerini attıklarını kaydetti. Onları saygıyla andığını ifade eden milletvekili, kurban vermemize rağmen hiçbir cana kıymadığımıza dikkat çekti. Sayın Ahmet, birlik ve beraberlik çağrısında bulundu. Milletvekili, “Ne mutlu Türküm diyene! Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Erdinç Hayrulla, töreni düzenleyen HÖH Mestanlı İlçe Başkanı olarak da konukları selamladığını ifade etti. Dünkü törende dediği gibi, şehitlerin rahmetle anıldığı, gazilerle birlikte o günlerin hatırlandığı bu günlerde bir araya gelince içlerimize ümit de dolduğunu dile getirdi. Milletvekili burada da birlik ve beraberlik mesajları verdi. Hak ve özgürlüklerin ebedi olmadığını ve daima mücadele edilmesi gerektiğini savundu. Genel Seçimler’de ve sonrasında verilen destek için kalabalığa teşekkürlerini sundu. Hükümetin sosyal adalet, bölgelerin eşit gelişimi ve ekonomi kalkınma için mücadele ettiğini ileri sürdü.
Doç. Dr. Yüksel Özkan, konuşmasına basın mensuplarının sözlerini doğru aktarmaları çağrısında bulunarak başladı. Bu hafta yapılan anma törenlerinde çok duygulandığını, programın başında okunan şiirlerle çocukların güzel anlar yaşattıklarını belirtti. Bunun yanında program sonunda “Bulgaristan, seni seviyorum. Sen benim güneşimsin” mısrasıyla biten Bulgarca okunan şiire dikkat çekti. Doç. Dr. Özkan, “Bu haykırışı herkesin duyması lazım. Bunun anlamı şudur. Bulgaristan Türkleri Bulgaristan’ın asli unsurlarıdır. Hiç kimse bu etnik azınlığı yok sayamaz. Onun Bulgaristan’ın bir zenginliği olduğunu inkar edemez. Dolayısıyla bu topluluk her zaman Bulgaristan’ın refahı için çalışmıştır. Bu ülkenin sadık vatandaşları olmuşlardır” diye ileri sürdü. Yapılan tüm konuşmacıların sözlerine ve duygularına katıldığını ifade etti. HÖH partisinin Türkleri gerektiği gibi temsil ettiğini ve 2 yıl önce de dediği gibi partide değişim yapılması gerekiyorsa, bunu parti kurucularının yapması gerektiğini ileri sürdü. Her gelişinde bu birlik ve beraberliğin güçlendiğini ve hoşgörünün giderek arttığını gözlediğini paylaştı. Aşırı milliyetçiliğin hiç kimseye fayda vermediğini ve herkesin hoşgörülü olmasını diledi. Sivil toplum kuruluşları olarak her zaman barış elçileri olduklarını ve bunu yapmaya devam edeceklerini söyledi. Bulgarların Noel Yortusunu ve herkesin Yeni Yılını kutlayarak sahneden ayrıldı.
Ruşen Riza yaptığı konuşmasında Bulgarlaştırma süreci kurbanlarının anıldığı bu günlerde aynı zamanda geçen yıla da bir bakış atıldığını kaydetti. Geçen yıl çok önemli seçimler olduğunu ve Boyko Borisov’un halkın baskısına dayanmayıp üç buçuk yıl yönetimden sonra sonunda istifa etmek zorunda kaldığını hatırlattı. GERB yönetiminin bu dönemde ülkenin rezerv varlıklarından 10 milyar leva harcadığına dikkat çekti. Vergilerin yükseltilmesi, elektriğin arttırılmasından başka hiçbir şey yapmadıklarını ileri sürdü. GERB yöneticilerinin AB kaynaklarıyla biraz otoban yaptıklarını, fakat şimdiki yönetimin daha fazla otoban yolu yapacağını kaydetti. Hükümetin elektriğin fiyatını düşürdüğünü, emekli maaşların arttırıldığını, emeklilik yaşının yükseltilmesinin durdurulduğunu, Güney Akım projesine başlandığını, otoban da yapılacağını belirtti. GERB partisinin Bulgaristan’ı AB önünde kötülemeye çalıştığını ileri sürdü. Tikvata “kabak” ve zlodeyat “kötü adam” lakapları verilen GERB Başkanı Boyko Borisov ve önceki başkanı Tvetan Tsvetanov’dan başka bir şey beklenemeyeceğini belirtti. Gelecek yıl bu meydanda toplanıldığında açılan yeni iş yerleri, iş adamları için iş yapma olanakları, tütün üreticisi için adalet olmakla övünebileceklerine dair söz verdi. Yapılan kanun değişikliklerle yeniden tütün üreticilerinin haklarının korunacağının altını çizdi. HÖH partisinin ülkede farklı etnik grup mensupları arasında dengeyi sağlamasından dolayı iktidarda olmak zorunda olduğunu vurguladı.
Sayın Riza, rahatsız olduğunu açıklayan HÖH Başkanı Lütfi Mestan’ın ve Fahri Başkanı Dr. Ahmed Doğan’ın da siyasi tutuklu olduğunu hatırlatarak selamlarını aktardı.
Anma törenlerle ilgili, “Biz bu günleri unutmadık, unutmayacağız ve de unutturmayacağız” diyerek Yeni Yıl kutlama mesajıyla konuşmasını tamamladı.
Mestanlı’dan önce bugün Hayranlar (Gruevo) ve Yeni Cuma (Raven) köylerinde de düşen şehitler için anma törenledi yapıldı.
|