Türkiye Cumhuriyeti Sofya Büyükelçisi İsmail Aramaz, bugün Kırcaali’yi veda ziyaretinde bulunduğu sırada kısa bir demeç verdi.

-Sayın İsmail Aramaz, Türkiye Büyükelçisi olarak bu sizin Kırcaali’ye yaptığınız son ziyaret. Kırcaali’den nasıl hatıralarla ayrılacaksınız?

-Tolstoy’un bir romanında okumuştum. İnsan yola çıktığı ilk gün geride bıraktığı günü düşünürmüş. Ama ikinci ve üçüncü günden artık yönünü, zihnini gideceği yere çevirirmiş. Ben bütün Bulgaristan’dan çok olumlu düşüncelerle ayrılıyorum. Türk-Bulgar ilişkilerinin üzerinde çalışılması gereken ve özenle yürütülmesi gereken bir süreç olduğunu düşünüyorum. Biz iyi birer dost ve komşuyuz ve öyle kalacağız. Ben burada bulunduğum süre zarfında egemen eşitlik ilkesine çok önem gösterdim. İlişkilerde, işbirliğinde karşılıklı çıkar ilkesini gözettim. Yapabildiğim şeyler oldu, yapamadığım şeyler oldu. Bundan sonra yapılabilecek en önemli şey, daha doğrusu benim yapamadığım en önemli şey ilişkileri gerçek bir ortaklık seviyesine çıkarmak.

-Türkiye ve Bulgaristan sınırında örülen duvar konusunda birçok yorumlar var. Bunun sınırdan yasa dışı geçişleri durduracağına inanıyor musunuz?

-Enteresandır ki, burada göreve başladığımda da bir çit konusu vardı. 2010, Kasım ayında Burgaz ve civarında hayvanlarda şap hastalığı görüldüğü için böyle yine Bulgar tarafından bir çit kurulması gündeme geldi. Ben o zaman da aynısını söyledim. Sınırın Bulgar tarafından alınacak önlemler Bulgaristan’ın kendi egemenliğiyle ilgili bir husustur. Alınacak önlemlerin, yani kurulacak çitin etkin olup olmayacağını Bulgar tarafı karar verecek. Biliyorsunuz, son bir buçuk süre zarfında Sayın Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Tsvetlin Yovçev Türkiye’ye gitti, sonra Sayın Dışişleri Bakanı Kristiyan Vigenin de Türkiye’ye gitti. Her iki Bulgar Bakan da Türk muhataplarıyla yaptıkları görüşmelerde sınırda pratik işbirliği önlemleri alınması üzerinde durdular. Bizim yanıtımız şu oldu: “Bulgaristan’ın sınırdaki işbirliği önerilerini kabul ediyoruz, çalışmaya hazırız. Daha spesifik olarak söylemek gerekirse, Bulgar tarafı sınırda ortak devriye istiyor. Buna hazırız. Bir de sınırda Yunanistan’ın da katılımıyla üçlü bir Koordinasyon Eşgüdüm Merkezi kurulmasını istiyor. Buna da hazırız.

Bu çerçevede izin verirseniz bir şeyi eklemek istiyorum. Suriye’de bir insani trajedi var. Biliyorsunuz, Suriye’de yüz binlerce insan öldü. 21. yüzyıldayız ve insanlar, kadınlar, çocuklar öldürülüyor. Türkiye’nin buna seyirci kalması mümkün değil. Sınırını kapatması, askeri önlemler, Türkiye-Suriye sınırını tamamen insanlara kapatması söz konusu olamaz. Dolayısıyla biz böyle bir şeyi yapmayı kendimize yediremiyoruz. Tabii ki, göçmen akını önemli bir mesele, göz ardı etmek doğru olmaz ama, asıl meseleyi gözden kaçırmayalım. Asıl mesele Suriye’de devam eden insani trajedi.