Sayın Basri Bey, biraz kendinizden bahseder misini?

-Evet! Ben de Rodoplarda doğup yetişen biriyim. 1977 yılında Koşukavağ’ın Elmalıdere (Buk) köyünde doğmuşum.

İlk ve ortaokulu doğduğum köyde bitirdikten sonra Mestanlı İmam Hatip lisesinden mezun oldum. Daha sonra Sofya İslam Enstitüsünü 1999 yılında tamamladım. Yüksek lisans mezuniyetini kazandım. 2007 yılı başlarında Haskovo bölge müftülüğünde vakıf müdürlüğüne atandım. 2010 yılında bölge müftüsü Faik Hocanın istifasından sonra bölge müftüsü olarak işe başladım. Halihazırda çalışmalarımı sürdürüyorum.

Bilindiğine göre Haskovo “Eski Cami” Balkanlar’ın en eski camilerinden biri. Bunun tarihçesini anlatır mısınız?

-Bugünkü bölge müftülüğünün ikamet ettiği cami Osmanlı devletinin tarihi eserlerinden biri. Asırları ardında bırakıp nice savaşlara şahitlik eden, Balkanlar’da kurulan ilk camidir. 1394 yılında inşa edilmiştir. (Hicri tarih 797 y.) Altı asrın üstünde ayakta durup dini hizmetler vermektedir. Aynı zamanda tarihi turizm açısından göremeye değer bir kültür mirasımızdır. Uzun yıllar ayakta duran cami minaresi zamana biraz düşük kalmış, hafiften eğrilmiş durumu müftülüğümüze alarm çaldı. Bu hususta kararımız eski halini korumak ve o tarihi özelliğine dikkat çekerek yeniden inşa edilmesini arz ediyoruz.

Caminin uluslararası önem taşımasına rağmen Haskovo belediye başkanlığından minarenin tamiri için gerekeni alamadık. Proje hazırlığına başlayamadık. Ümit ederiz ki Belediye Başkanı Georgi İvanov en sonunda anlayış gösterir. Haskovo’da diğer ikinci cami “Çarşı Cami” bulunmaktadır.
Demokrasi dönemine bir rastlantı olması gerek, 1992 yılında aşırı milliyetçiler tarafından yakılması unutulmuş değildir. Yeniden inşaat edilmesi uzun sürmesine rağmen yıllardan beri hizmete açıktır.

Caminin giderlerini nasıl karşılıyorsunuz?

-Müftülüğümüzün vakıf gelirlerine dayanarak kendi yağımızla kavruluyoruz. Kiralık verdiğimiz vakıf varlığımızdan aylık gelirlerimiz var. Başka bir kaynaklarımız yok.

Bölge müftülüğünüz ne gibi sıkıntılarla karşılaşıyor?

-Özellikle şunu belirtmek istiyorum ki, biz Müslümanların oturduğu köy ve semtlerde başlıca sıkıntımız bazı köylerde imam yetersizliği önde gelir. Ve cemaatin azalması göze çarpar.

Bu durum karşısında neler yapılmalı?

-Yanıtını zorlukla ifade edeceğim bir soru bu. Müftülüğün yönetim açısından çözülecek değil. Daha geniş bir ortam yaratmak en doğrusudur. Bu hususta Müslümanların oturduğu yerlerde toplantılar düzenlemek gerekiyor. Bu toplantılarda faaliyet gösterecek yetkili görevlilere söz düşer. Örneğin köy muhtarları, belediye danışmanları, kültür dernekleri kitleşerek bu soruları pekiştirmek gerekir.
Çocukların yaz tatilini kullanarak din dersleri almaları önde gelmeli. Din kurslarına katılan çocuklar teşvik edilmeli. Buna çeşitli yönlerden finans aranmalı. İş adamları bu çağrıya evet derlerse ne mutlu yarınlarımıza. Yeri gelmişken şunu da ifade edeyim ki, Mestanlı İmam Hatip Lisesi’nden gönderilen öğrencilere sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Son olarak Kırcaali Haber gazetesine sözünüz?

Gazetemizi 7 yıldır izliyoruz. En yeni haberleri oradan alıyoruz. Güney Bulgaristan’da günlük olayları en doğru şekilde ifade ediyor. Gönül ister ki, Kırcaali Haber Gazetesi tüm Türk ailelerinin sevimli misafiri olsun.