Bulgaristan Tarihi
Bugünkü Bulgaristan topraklarına, M.Ö.
30'larda Traklar denilen bir kavim, bir süre sonra da Romalılar hakim
olmuştur. Altıncı yüzyılda İslavlar her tarafı yakıp yıkarak hakimiyeti
ele geçirmişlerdir. M.S. 680 yıllarında Karadeniz'in kuzeyinden Bulgar
Türklerinin gelmesi ile Bulgar tarihi başlamıştır.
On-Oğuz grubundan olduğu bilinen bu Türklerin aynı zamanda Yukarı Tuna
kıyıları ile birlikte Volga ve Kama vadilerini de idaresi altına alarak
Büyük Bulgaristan adıyla 14. yüzyıla kadar varlığını devam ettirmiştir.
Bu arada 11. yüzyıla kadar devam eden Birinci Bulgar Krallığı yıkılarak
Peçenek, Guz ve Kumanlar (Kıpçak)vasıtasıyla İkinci Bulgar Krallığı
kurulmuş, 1241 senesinde Moğol istilasına uğramıştı.
Miladi 1331-1371 yıllarında Kral İvan Aleksandr zamanında Sırpların
Balkanlarda üstünlük kurmasıyla zayıflamış, Osmanlı Hükümdarı Birinci
Murad Han zamanında (1326-1389) Bulgaristan toprakları zaptedilmiştir.
İvan Aleksandr'dan sonra Vidin ve Dobruca beylikleri ile Tırnova
Krallığı Osmanlılara karşı çıkması üzerine 1393'te Tırnova, 1396'da
Niğbolu Zaferlerinden sonra, Vidin ve 1400'de Dobruca zaptolunarak
Bulgar Krallığı tamamen ortadan kaldırılmıştır.
On altıncı yüzyılda Bulgaristan üzerinde Sırplar ve Macarlar üstünlük
kurmak istemişlerse de güneyden gelen Osmanlı Devleti Bulgaristan'a
hakim olarak düzenli bir idare getirdi. Bulgaristan'ı 500 yıl Osmanlılar
idare etti. Bu dönemde idare, Sofya'da oturan Rumeli Beylerbeyi
tarafından sağlanıyordu. Osmanlı İmparatorluk merkezine yakın olması ve
sefer yolu üzerinde bulunması sebepiyle ticareti oldukça gelişme
gösterdi. Bulgar tüccarlara geniş imtiyazlar tanındı.
Osmanlılar, diğer tebaalarında olduğu gibi Bulgarlara da dini yönden
baskı siyaseti gütmediler. Bulgarlar genellikle reaya adını taşıyan,
vergiye tabi çiftçi sınıfları halinde kaldılar. Âdil idare ve imtiyazlı
tüccar sınıfının bulunması ve benzeri müsbet Osmanlı siyasetine rağmen,
17. yüzyıl ortalarında Bulgaristan'da haydut denilen çeteler türeyerek
isyan etmeye başladılar ve her fırsatta düşman ordularıyla Osmanlılara
karşı birleşmekten geri kalmadılar.
Devam eden bu isyanlar karşısında Osmanlı hükumeti "Çorbacı Nizamnamesi"
gibi bazı kanuni tedbirler alarak, Bulgaristan'da asayişi korumaya
çalıştı. Tuna vilayetinin başına bu maksatlarla getirilen ve geniş
yetkilere sahip bulunan Midhat Paşa, Bulgaristan'a birçok hizmetler
götürdü. Hatta Midhat Paşa, Hıristiyanlara yaranmak için ayyıldızlı Türk
bayrağına bir de haç ilave etti. Bulgar ihtilal merkez komitesinin 20
Nisan 1875'te Koprivştitsa ve Panagyuviste'de başlattıkları büyük isyan
da bastırıldı.
1876 yılı Aralık ayında İstanbul'da toplanan büyük devletler,
Bulgaristan'da iki muhtar bölge teşkilini teklif ettiler. Rusya bunu
kabul etmedi. Midhat Paşa ısrarla Rusya'ya savaş açmamız için direndi.
Neticede Rusya'ya savaş açıldı (20 Nisan 1877). Bulgarlar Rus ordusuna
katıldıkları gibi, Türklere karşı tedhiş hareketlerine de giriştiler.
Osmanlı-Rus savaşınin sonunda Ayastefanos Antlaşması imzalandı (3 Mart
1878). Muhtar bir Bulgaristan idaresi kurulması kabul edilmişse de diğer
büyük devletlerin baskısı ile Balkanlar ile Tuna arasında küçük bir
Bulgar Prensliğinin kurulması şeklinde değiştirildi. Diğer bölgeler
Romanya ve Sırbistan devletlerine bırakıldı. Bir süre sonra Rusya'nın
mevcut Bulgar Prensliğinin idari ve içişlerine doğrudan karışması,
Osmanlı hükumeti ile Avusturya ve İngiltere hükumetleri, Prensliği
Rusya'nın tahakkümüne bırakmak istememelerinden bu hususta büyük
devletlerin nüfuz mücadeleleri başladı.
Bir süre sonra Bulgaristan Prensliğinde Prens Aleksandr idareyi ele
alarak Bulgaristan birliğinin sağlanmasını temin etti ve tamamen
Rusya'ya yaklaştı. Daha sonraki gelen idarecilerde iç ve dış ilişkilerin
düzene sokulması gibi gelişmelerden sonra, 1904'te Türkiye aleyhine
Sırbistan'la bir antlaşma imzaladı. 1908 İkinci Meşrutiyetin ilanından
sonra, 3 Ekim 1908'de tam bağımsızlığını ilan etti.
8 Eylül 1944 ihtilalinden sonra Bulgaristan Komünist rejimi kabul ederek
Varşova Paktına girdi. Rusya'da olan batıya açılma hareketleri,
Bulgaristan'da büyük hızla yayıldı. Bir süre sonra, 35 senedir başta
bulunan Cumhurbaşkanı Jivkov 10 Kasım 1989'da istifa etmek
mecburiyetinde kaldı.
29 Aralık 1989'da ülkede bulunan Türklere yeniden kendi adlarını
kullanma ve serbestçe ibadet etme hürriyeti tanındı. 10-17 Haziran
1990'da iki kademeli ve 1932'den bu yana ilk defa yapılan çok partili
seçimde 1943-1990 arasında Bulgaristan'ı idare eden Komünist Partisi
(yeni ismi Bulgaristan Sosyalist Partisi) iktidar oldu.